YENİLİKLER

* Spor yapıyoruz. 29 Eylül 2013

24 Eylül 2013

İSVİÇRE - Basel, Bern, Luzern, Zürich

24 Mayıs

İsviçre, İtalya'ya çok yakın küçük bir ülke. Sanırım 3 saatte İsviçre'nin kuzeyi olan Basel'e varmıştım. Ülke'de yoğun olarak güney kısımlarında İtalyan'lar, batı kısımlarında Fransızlar yaşıyormuş bu sebeple ülkede üç dilde yaygın kullanılıyormuş yani Almanca'yla beraber üç dil. Genel olarak Almana benzeyen bu millet bildiğim kadarıyla Almanlar tarafından alman olarak görülmüyorlar. Tren yol boyunca güneydeki Alp dağlarından, müthiş bir göl şehrine harika doğa manzaralarıyla geçiyor. Ülke Avrupa birliğine tam olarak bağlı değil, trende polisler pasaport kontrolü yaptılar. Ayrıca kendi para birimlerini kullanıyorlar. Basel tren garında teyzem beni karşıladı birlikte önce evlerine gittik. Basel şirin bir şehir, çok temiz ve çok düzenli, dahası disiplinli bir şehir. Mesai bitimi saatinde çocuk, yaşlı demeden çok sayıda insan ellerinde biralarla ayak üstü takılıyorlar. Gezdiğim avrupa şehirleri içinde en çok içkinin burada yaygın olduğunu gördüm, neredeyse su gibi içiyorlar hatta ellerinde koli koli bira taşıyan gençler görürseniz şaşırmayın. Şehir iki yakaya bölünmüş karşıya dilerseniz tekne ile geçebiliyorsunuz. İsviçre'nin geneli çok yeşil olan bir ülke, doğası ile meşhur, örneğin Luzern'de çok sayıda doğa turu acentası görebilirsiniz.







.....


Ertesi gün İsviçre'nin başkenti Bern'dey dim. Bern oldukça turistik bir şehir. İsmini ayıdan almış. Şehrin bir ucunda'da ayı ziyaret edebileceğiniz tesis var. Bern'in meşhur büyük caddesinde Einştayn'nın evi müze olarak bulunuyor. İsviçre denince akla isviçre çakısı gelir. Hediye olarak biraz çakı aldım. Merkez tren garında şehri gezebilmeniz için ücretsiz harita temin edebilirsiniz. Bu şehirde harika manzaraları olan parklar bulunuyor. Yalnız bu parkta, İtalya'da ki bir parkta başıma gelen olay tekrar oldu, uyuşturucu satıcıları mal lazım mı diye seslendiler. :)











.......


İsviçre'de ki üçüncü günümde Chapel köprüsü ile meşhur Luzern'deydim. Burada antik eşyalar satan bir pazardan başladım gezmeye, ufak köprüden geçerek şehrin kalesine çıktım. Turistik merkeze indiğimde Alp dağlarında beslenen ineklerin sütü ile meşhur olan çikolatalarından bolca hediyelik aldım.








......


Ve İsviçre'de son günüm. Akşam Almanya'ya doğru yolculuk yapacağım İsviçre'nin Zürich kentine gittim. İsviçre'nin en kalabalık şehri olarak geçmesine rağmen ben ordayken neredeyse in cin top oynuyordu. Meydan caddesi bana taksimi andırıyordu ama o gün tatil günümüdür nedir bilmem her yer kapalı ve çok az sayıda insan vardı. Akşama doğru bir Türk dönercisinde döner yedim. Açıkcası pek gezecek bir şey yoktu, sıkıcı bir gün olmuştu. Akşam trenime binerek Almanya'ya doğru yola koyuldum.






..

Hiç yorum yok: