YENİLİKLER

* Spor yapıyoruz. 29 Eylül 2013

26 Eylül 2013

FRANSA - Paris, Rouen, Saint Michel

19 Mayıs

Fransa - Paris


İsveç'ten Ryanair ile 70 Euro bilet alarak Paris'e uçtum. Ryanair çok ucuz hava yolu şirketi, biz indiğimizde kutlama sesleri çıktı meğer hızlı gelerek rekor kırmışlarmışmış. :) Ama dikkat edin genelde şehir merkezine uzak yerdeki hava alanlarına inerler, şehir merkezi için hava alanından kalkan ve bazen servis gibi çalışan otobüslere binerek gidebilirsiniz. Beni amca çocuğu arabasıyla aldı.

İlk gezi durağım Paris merkezinde olan meşhur Eyfel kulesiydi. Kulede 10 dakikalık turunuz en az giriş, çıkış, bilet sıralarıyla 3 saatinizi alacaktır. Avrupa'nın büyük ülkeleri arasında en suç ihtimali yüksek olan şehir Paris. Her yerde 'Pickpoket' yani yankesicilere dikkat tabelası görürsünüz. Seyyar satıcılardan yakanızı kurtarabilmek için fransızca bir kaç 'hayır, istemiyorum" gibi kelimeler hazırınızda olsun. Birinci katına merdivenle çıkmak isterseniz yarı fiyatına düşüyor bilet. Fransa hemen hemen İstanbul gibi, çevre kirliliği, suç, kabalık, stres, trafik neredeyse aynı :) .. Eyfel çevresinde koruma olarak polis yerine jandarmalar tercih edilmiş, duyduğum kadarıyla jandarmalar sert olduklarından daha ikna ediciymiş suça karşı. 












Sen nehrinde tekne turu. Bu tur için tekneye binmeden başımdan sıkıcı bir olay geçti. Tur öncesi her zaman ki gibi tripot ile fotoğraf makinemi sayaca almış kendi pozumu çekiyordum. Makineyi koyduğum yerde muhtemel ingiliz bir genç turist gurup varmış. Fotoğrafımı çekildikten sonra makinemi almamla yanıma o gruptan bir delikanlı gelmez mi. Benden kameramı istedi, ben de saf gibi tripot ile çekildiğimi görmüşte yardımcı olmak istiyormuş anladım ve verdim. Eleman gruba seslenerek fotoğraf makinesi kaybeden var mı diye seslenmez mi. Sinirle kendisine ingilizce 'senin aklından ne geçiyordu, bu makine bana ait.', bana seni suçlamak istemiyorum ama sormam lazım dedi, bende kendisine kanıtlayabilirim sana kendi çekildiğim fotoğrafları göstereyim ekranından dedim ve gösterdim. Çok üzgün olduğunu söyleyip özürler diledi ben kafamı sağa sola sallayarak ayıpladım cevap vermedim. Yankesici stresi o kadar stres yapmış ki turistler üzerinde insanlar bu kadar şüpheci hale gelmiş maalesef.







Notur dam katedrali.




Roma'da aslı olan Pantheon kilisesi. Alt katı ünlü (yazar, kral) fransızların türbesi.





Luxemburg sarayı




Ve Paris'e geldiğinizde mutlaka gitmeniz gereken belki de dünyanın en büyük ve değerli müzesi olan Louvre. Gezerken kaybolmamanız mümkün değil. Yorulma ihtimaliniz de var. Belki bu sebeple neredeyse adım başı müze bekçileri var size yol tarif etmek konusunda yardımcı olabilecek. Müzede roma, mısır heykelleri, resimler bulunmakta. Ve tabi en meşhur tablo olan Mona lisa tablosu da burada.












Paris'in sanırım Taksim'i olan Şanzelize caddesi.




Bir başka gün Rouen şehrinde kısa bir tur attık. Kuzenimin arkadaşları olan bir Türk ve Fransız mimar öğrencisi ile. Normandiya'lılara ve kültür mirasına ait şehirlerden biri. Jeanne d’arc’ ın cadılıkla suçlanarak yakıldığı yer.













Fransa'nın en meşhur yapıtlarından biri olan  Mont Saint Michel kalesi. Paris'e ortalama 280 km uzaklıkta Normandiya kıyılarında. Yağış alan mevsimde çevresini deniz gel git ile doldurmuş oluyor. Yaza doğru ise hiç su kalmıyor, üzerinde yürünebilen bir kum çölüne dönüyor. Tam bir ortaçağ şovalye döneminin havasını soluyabileceğiniz bir tarihi, turistik ufak köy. Çevresinde kamp evleri var kiralık. Ücretsiz servis minibüsleri sizi ada kaleye götürüp getiriyor. Çok şiddetli rüzgar alan bir yerdi ve ben 3, 5 gün buradan kaptığım şifayla nezle olarak tatilime devam etmiştim. Bu sebeple benim gibi mayıs ayında oradaysanız kalın şeyler giyip gidin. Kendime ejderha figürleri satın almıştım buradan hatıra olarak :) Çok ufak bir yer, fazla gezecek bir şey yok açıkçası. Ama heyecan ve ilgi uyandırdığı bir gerçek.









Hiç yorum yok: